Kira hukuku denildiğinde akla ilk gelecek kira sözleşmesi olacaktır. Her ne kadar kira ilişkisi için sözleşme yapma zorunluluğu bulunmasa dahi uygulamada artık her kira ilişkisi için sözleşmesinin yapıldığı görülmektedir. Sözleşmenin varlığı taraflar için hukuki olarak daha sıhhatli olmakla birlikte kira sözleşmesinin, kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla, tarafların iradeleri doğrultusunda düzenlenebilecek bir sözleşme türüdür. Bu yönüyle de sözleşmenin varlığı, ileride doğması söz konusu olabilecek hukuki ihtilaflarında önüne geçebilecektir.
2011 yılında yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen kira hukuku, kendi içerisinde konut ve çatılı işyeri kiraları için ayrı özel hükümleri barındırdığı görülmektedir. Kiraya verenden ve kiracıdan kaynaklı tahliye nedenleri, tahliye davası açılmasından önce bildirim zorunluluğu, bildirim süresi, tahliye davası açma süreleri gibi hususlar kanunda düzenlenmiş ve usul olarak detaylı düzenlemeler yapılmıştır. Hukuk büromuz, kurucu avukatımız Av. Abdullah Fırat ve çalışma arkadaşları ile birlikte, kira hukuku alanında müvekkillerimize hizmet vermektedir. Büromuz, kira sözleşmesinin hazırlanması, ihtarname işlemleri, tahliye davalarının açılması ve takibi, kira tespit davası başta olmak üzere, kira hukuku alanında müvekkillerine avukatlık hizmeti sunmaktadır.