Kiracıya veya Eşine Ait Konutun Bulunması
Türk Borçlar Kanun’unun 352. maddesinde kiracıdan kaynaklı olan tahliye nedenlerinden bir diğeri ise kiracının veya eşinin konutunun bulunmasıdır. Kanun metninde; ‘’Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.’’şeklinde belirtilmiştir. Kanuna bakıldığında, kiraya verenin bu nedene dayalı dava açması için bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bunlardan bahsetmek gerekir ise;
Konut, Kiracıya veya Eşine Ait Olmak Zorundadır
Kanunda, bu durum için sadece kiracı veya kiracının eşi olarak sınırlama getirilmiştir. Kiracının çocuklarının veya diğer yakınlarının konutunun bulunması durumunda, kiraya veren tahliye davası açamayacaktır. Ayrıca kiracının eşine ait konutunun bulunması ve bu duruma yönelik tahliye davası açılması için kiracı ile eşinin birlikte yaşaması şarttır. Eşlerin ayrı yaşıyor olması veya haklarında ayrılık kararı verilmiş olması durumunda, kiraya veren, bu nedene dayalı olarak tahliye davası açamayacaktır.
Konut Oturmaya Elverişli Olmak Zorundadır
Kiracı veya eşine ait konutun bulunması durumunda bu konutun oturmaya elverişli olması gereklidir. Konutun oturmaya elverişli olmaması durumunda tahliye davası açmak için şartlar gerçekleşmemiş olacaktır. Oturmaya elverişli durumu için örnek vermek gerekir ise, konutun çok küçük olması, hasarlı olması, imar veya iskan sebebiyle oturmaya elverişli olmaması vb. gibi durumlar. Ayrıca kiracının veya eşinin konutunun içerisinde kiracı bulunması, oturmaya elverişli olarak değerlendirilmemelidir.
Kiracı veya Eşine Ait Konutun, Kiralanan Konut ile Aynı İlçe veya Belde Sınırlarında Olması Gereklidir
Burada bahsi geçen sınır şartında esas alınan ilçe ve belde idari sınırlardır. Bu nedenle büyükşehir olan illerde ilçe idari sınırları esas alınacaktır. Kiralanan konut ile kiracı veya eşine ait konutun yakın ilçelerde olması uygulamada kabul edilmediğini belirtmek isteriz.
Kiraya Veren Sözleşme Kurulurken Durumu Bilmemelidir
Kiraya verenin, kiracının veya eşinin konutunun olduğunu bilmemesi gereklidir. Eğer bu durum kiraya veren tarafından biliniyor ise tahliye davası açamayacak; açsa dahi davası reddedilecektir. Kiraya verenin bu nedene dayanarak tahliye davası açması durumunda, mahkeme tarafından kiracıya veya eşine ait konutun kiraya veren tarafından bilinip bilinmediği hususu özellikle araştırılacaktır. Örneğin, kiraya veren ile kiracının arkadaş olması durumu veya aralarında kan bağı gibi yakınlık olması durumunda, kiraya verenin kiracısına ait konutunun olduğunu bilmemesinin ispatının zor olacağını belirtmek isteriz. Bu nedenle kiraya verenin bu durumu bilmediğini açacağı davada sunacağı delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
Dava Açma Süresi
Kiraya veren tüm şartların sağlanması durumunda tahliye davasını, kira sözleşmesinin bitimi itibariyle 1 ay içerisinde, kiralananın bulunduğu Sulh Hukuk Mahkemesinde açmak zorundadır. Kiraya verenin bu davayı açmak için kiracıya önceden fesih bildiriminde bulunması zorunlu değildir. Fakat kiraya veren, en geç davanın açılması süresi içerisinde kiracıya, dava açacağını yazılı olarak bildirmesi durumunda, kiraya verenin dava açma süresi 1 yıl uzamış sayılacaktır.